bozulma

people writing about whats going on in a different way

Cuma, Ekim 05, 2007

İnsan yaşadıklarından mı yoksa yaşından mı bilmem, giderek daha sessiz daha tepkisiz oluyor zaman içinde.. Yabancılaşıyor bir sürü şeye.. Bazen kendine bile.. Tanıyamıyor.. Yaptıklarını, aşk uğruna alttan aldıklarını, gurursuz olmak uğruna vazgeçmediklerini görüyor.. Değer miydi diyor.. Büyük aşkların bazen çok büyük bazen çok küçük cümleleri oluyor nedense.. Ve genelde büyük cümleler iyi günlerde, küçük cümleler kötü günlerde sarf ediliyor, küçük mutluluklar ve büyük pişmanlıklar içinde.. Ham olan olgunun halinden anlamıyor, yapmacık olanın doğalı anlayamadığı gibi yada gerçek sevginin yaşarken farkına varılamadığı gibi..
İnsan önce söylüyor genelde derdi sıkıntısı neyse, sonra tekrar söylüyor, bağırıyor, kavga ediyor hatta bazen sırf kaybedilmemek için bile.. Ama olmuyor, herkes kendi bencilliği içinde boğulup gidiyor.. İnsan egosu, sevgiden anlamıyor..

Çarşamba, Eylül 26, 2007

her şey benim yıllar önce izlediğim bir filmi, yıllar sonra tekrar tekrar izlemem ile başladı. müziklerini sevmiştim daha çok. ahlaksız bir filme nasıl böyle güzel bir müzik bestelenir, böyle bir film nasıl masum bir hale getirilir? bu barry'nin işi! değer yargılarını sorgulatan, sorgulatırken ağlattıran filmdir o. eğrisi de doğrusu da buradadır. aslında hiçbir yanlış yok, hiçbir doğru olmadığı gibi... akıp gitmesine izin verirseniz duygularınızın (biraz da gözyaşlarınızın) her şey normal, her şey doğalmış gibi görünür.
başka şeyler getiriyor aklıma. bir insana verilen değeri, hayatımıza soktuğumuz insanlara verdiğimiz ve o insanlardan beklediğimiz değerleri sorgulatıyor bu notalar bana. bir insan için ne yenidir? yeni olan heyecan verici midir? heyecan olmaz ise özel hayat sekteye mi uğrar? hayat, her anı değerlendirilmesi gereken bir eğlence yeri midir yoksa, eğlenirken öğrendiğimiz geçici bir heves midir? özel olmak her şeye kapamak mıdır kendini?
almak için vermek nereye kadar doğrudur? bıkkınlık adil bir duygu mudur? yorulmak geçerli bir sebep midir?
barry, bu notaların arasına şu sorularımın cevaplarını sıkıştırabilseydin keşke. yüklemsiz cümleler kurabilseydim, noktalama işaretlerine takılı kalmasaydım, azıcık daha yaratıcı olabilseydim...

Salı, Haziran 12, 2007

önce uzaklaşmaya başlıyorsun etrafındakilerden
sonra uzaklaştığını farkedip düzeltmeye çalışıyorsun birşeyleri
ama görüyorsun ki daha da uzaklaşmaya başlamışsın
çamura saplanan lastik gibi daha çok zorladıkça daha çok batıyorsun

sonunda pes etmek mi lazım ? yoksa bir yardım mı beklemek ? yoksa, peki ya yoksa ?

Perşembe, Ocak 11, 2007

Bir akrep yelkovan ilişkisi bizimkisi. Bazen sen akrep oluyorsun ben yelkovan, bazen ben akrep sen yelkovan. 59 dakika, 59 saniye kovalıyoruz birbirimizi ve beraberliğimiz sadece bir saniye sürüyor. Ne birbirimizin peşinden gitmemeyi başarabiliyoruz ne de bir araya geldiğimizde beraber kalmayı. Özenle dakikalardaki saniyeleri tek tek sayarak yaklaşıyoruz birbirimize ve beraber olduğumuz saniyenin ardından yine ayrılığımız başlıyor. Birbirimizden hem uzaklaşıyor, hem de yakınlaşıyoruz. Sonsuz bir kısır döngünün içinde bitmeyen bir dejavu yaşıyoruz. Köpekbalığının yaşaması için sürekli hareket etmek zorunda olması gibi biz de ilişkimizi yaşatmak için sürekli hareket ediyoruz. Beraberliğimiz, ayrılığımızın nedeni, ayrılığımız, bereberliğimizin sebebi oluyor. Birbirimizi kovalamayı mı seviyoruz yoksa beraber olmayı mı bilmiyoruz..

Cihan Yavuz

Çarşamba, Aralık 27, 2006

Vicdan, kadrolu bir çalışan değilmiş senin bünyende. Merhamet, olmayan bir harfmiş alfabende. Biliyorum, gizli haz duyuyorsun, böyle etrafımda dolaştıkça. İçten içe mutlu oluyorsun değil mi, yokmuş gibi davranıp arada bir dokundukça...Ne konuşuyorsun olup biten hakkında ne de susuyorsun sensiz geçen günlerim boyunca... Özlemek artık başka bir hal aldı içimde, özlemek kelimesi az geliyor gün geçtikçe..Nefret, artık şekil değiştirdi içimde, nefret kelimesi az geliyor seni özledikçe..Sadece senden değil, kendimden de nefret ediyorum kalbim seni istedikçe, Sadece seni değil, kendimi mi de özlüyorum senden ayrı günlerim geçince.. Çıkmaz bir sokaksın kalbimde, senden kaçarken sığındığım, artık bir geri dönüşüm var ne de bir kaçışım..Senden uzaklaştıkça kaybettiğim cennetim oluyorsun, bana yaklaştıkça kaçamadığım cehennemim...

Cihan Yavuz


Different lives, same feelings..

Salı, Aralık 26, 2006

Geçen sene karın ilk yağdığı günü hatırladım bu sabah..
Uyanıp pencereden bakmıştık, sevinmiştik çocuklar gibi, birlikteydik, o ' 1 ' gün bizi ayıramayacaktı işte..
O ' 1 ' günler ne de önemliydi o zaman.. Aşıktık.. Mutluyduk, umutluyduk.. Sarılıp uyuduk..
Aşık olduğum günlerdi.. Aşık olunan günlerdi..

Bugün, kar yağdı sabah.. Üzerimize yağdı..

Pazartesi, Aralık 25, 2006

Hayyam'ın tek bir rubaisini okumuş olan 'çok bilge' insanlara..

A : Dünya birkaç bilgisizin elinde
Onlarca her bilgi kendi ellerinde
Üzülme eşek eşeği beğenirmiş
Hayır var sana kötü demelerinde

B : Niceleri geldi, neler istediler,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler...
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler!