bozulma

people writing about whats going on in a different way

Pazar, Kasım 28, 2004

Nefes

Uçuyorum bak
Aya geldim şimdi
Yoruldum biraz
Bir yıldıza oturup dinleneyim azıcık
agatha... christie...

dün gece rüyamda
agatha christie’yi gördüm
o, pera palas’taki odasında
ben aşağıda
en güzel şarkısını söylüyor dünyanın
eşlik ediyorum
ingilizce bir şarkı
anlamı türkçe
hüzünle uyanıyorum, neden acaba
hüzünlendirir mi insanı
polisiye kitapların yazarını görmek

Pazartesi, Kasım 22, 2004

yakindan bakiyorum
cok farkliyiz
bir basamak yukari cikiyorum
farkimiz azaliyor
bir basamak yukari cikiyorum
farkimiz cok az
bir basamak daha yukari cikiyorum
farkimiz fark bile edilmiyor
kac basamak tirmanmasi lazim insanin
tum insanlari esit gorebilmesi icin
kac basamak bilinclenmesi lazim
tum insanlarin esit olabilmesi icin

Pazar, Kasım 14, 2004

küçük birer noktayız, başka noktalar arıyoruz çizgiyi oluşturmak için ama sanırım bir süre daha nokta olarak kalacağız cümlelerin sonunda ya da soru işaretinin ucunda..

Perşembe, Kasım 11, 2004

toplu taşıma araçlarıyla yapılan, yani tek tanıdığın kendin olan bir toplulukla, yolculuk gibiydi ilişkimiz.. konu konuyu açıp tanışamadık.. benden iki durak önce indi...

Cumartesi, Kasım 06, 2004

Sihirbaz olsam
sihirbaz.jpg

bir sihirbaz olsam
sapkam olsa kafamda
sihirli sozlerim olsa
yaldizli kiyafetlerim olsa
ve bana inansaydin
sapkamdan cikarmiydin?

yalnizca ben olsam
kiyafetlerim olmasa
kelimelerim olmasa
ve beni tanimasan
sapkana beni de alirmiydin?

Cuma, Kasım 05, 2004

Oje seviyorum
Bulutlara bakmayı seviyorum
Salyangozları seviyorum
Sonra sevmekten yoruluyorum
Bunları benimle sevecek birilerini arıyorum
Kırıyorum insanları
Ve hak etmiyorum söylemeyi
El salladığım uçaklara
Beni de alıp götürmelerini istediğimi

Bu yüzden
Hep caz olsun istedim
Günün sonunda
Hayatımın sonunda

Salı, Kasım 02, 2004

gezdigim kelimeler icinde
hicbiri tanimiyordu seni
gordugum yuzler icinde
hicbiri benzemiyordu sana
konustugun sozler
yabanciydi bana
tanismamistik hala
yazdigim dizeler senin icindi oysa
dusundugum ruyalar seninleydi oysa
çok fazla film seyredip
çok fazla kitap okuduğumuzdan
isyan ettik hayatlarımıza
özendik ve
sabretmedik
insan her şeyi olabilirdi kendinin oysa
-----
hoşça kal
bir gece kadar
özgür ve
serin
ve yalnız
hayat denen pervazı çıkmış pencere
üşüdüm artık
dudaklarinin arasindayim
sessiz bir islik gibi
yagmurdan sonra
islak sokaklarda yururken caldigin

demir cigerlerimin icinden gecen
sicak bir nefes
sirtimda yuruyen bir kelebek gibi
dokundugum anda ucacak

seni izliyorum defalarca
ne kadar uzak olursan
o kadar bekliyorum
ne kadar yakin olursan
o kadar korkuyorum

bu kadar gucluyken
nasil bu kadar zayif dusebiliyorum